Ana içeriğe atla

Gotik Zamandan Kalma Bir Kent: Brugge

Bu blogda, Brugge'e uzanan yolculuğumuzun duraklarından ve yürüme güzergâhımızdan bahsedeceğim. Orta Çağ esintilerini tam kalbinde taşıyan bu tarihi ve aynı zamanda romantik kenti yürüyerek keşfetmek çok isabetli bir seçim oldu. Harita da yürüme rotamızı görebilirsiniz.

Google haritalar üzerindeki güzergahımız
Google Haritalar üzerindeki güzergâhımız

1. İlk durağımız tabi ki de Brugge Central Tren İstasyonu oldu. Brüksel'den başlayan yolculuğumuz yaklaşık bir saat sürdü. Tren istasyonundan çıkıp şehrin göbeğine doğru yürümeye başladık. 

2. Şehri çevreleyen kanalı geçtikten sonra, ırmak yatağını takip ederek sağa doğru yöneldik. Buradaki ilk durak olan Poertoren (Gunpowder Tower) [google yorumu] iki ırmağın kavuştuğu noktada çok güzel bir manzaraya sahipti. Galata Kulesi'ni hatırlatan, çok daha küçük olan bu kuleye giriş yoktu.
3. Kulenin önündeki bahçenin keyfini çıkardıktan sonra, Minnewaterbrug (Lovers' Bridge) [google yorumu] üzerinden geçmeyi ihmal etmedik.

4. Köprü ismini aldığı Minnewater (Lake of Love) [google yorumu] üzerinde idi. Karşısında duran evlerin ve üzerine eğilen ağaçların peyzajıyla, bu duru su şehrin romantik dokusunu oluşturuyordu. 

5. Daha sonrasında Minnewater yanıbaşındaki Minnewaterparkı'tan geçip, az önce köprüden fotograflarını çektiğimiz binaların bulunduğu, kanalın diğer ucundaki köprüye Sashuis'e [google yorumu] geldik. 

6. Bir meydan özelliği taşıyan Sashuis'in hemen yanında da; üç kanalın birleşmesiyle bilimum kuğu ve ördek gibi su seven kanatlılar için bir meydan olan Wijgaardplein [google yorumu] bulunuyordu.

-Bonus- Wijngaardstraat istimatinden devam ederken aynı sokak üzerindeki Carpe Diem Bakkerij&Tea-room [google puanı] adlı cafe/restaurantta biraz soluklandık. İlgili personeli, geniş menüsü ve ferah iç bahçesi ile orijinal kahvelerini denemekten memnun kaldığımız bir cafe oldu. 

7. Katelijnestraat üzerinde geçerken bir çok waffle dükkanı vardı, buralardan kesinlikle denenebilir. Biz bu sokağı dümdüz geçmek yerine Walstraat yönüne sapıp, Stoofstraat adlı dar sokağa girdik. Güzel fotoğrafların çekildiği ve butik mağazaların yer aldığı bu sokakçığın havasını bir solumanızı tavsiye ederim. 

8. Yeniden Katelijnestraat'a bağlandıktan sonra Mariabrug üzerinden geçtik.

9. Daha sonrasında Sint-Janshospital bahçesine bir giriş yaptık. 

10. Sint-Janshospital'in güzel ve ferah bahçesindenden bir sonraki durağımız olan Onze-Lieve-Vrouwekerk [google yorumu], yani Bizim Leydi Kilisesi'nin dışardan güzel fotoğraflarını çektik. Her ne kadar çok değerli eserlerin bulunduğu müze kısmına girmemiş de olsak, şehrin dört bir yanından görülebilen bu kilisenin içerisi de dışarısından altta kalmayacak bir güzellikte eserleri  görebiliyorsunuz.

11. Biz şehrin merkezine doğru Gruuthusebrug üzerinden devam ettiysek de, google yorumlarına bakılırsa Bonifaciusbrug daha etkileyici manzaralar sunuyormuş. Bu köprüyü kullanmak da rotayı çok değiştirmemiş olur.

12. Biz rotamıza Dijver kanalı boyunca devam ettik.

13. Bu nehir bizi Rozenhoedkaai adı verilen bir nehir kenarına getirdi. Basiliek van het Heilig Bloed (Kutsal Kan Bazilikası)'nı da burada görebilirsiniz.

14. Restaurant ve meyhanelerin yer aldığı Huidenvetterplein içinden geçip Blinde-Ezelbrug'e geldik. Burada köprünün devamında mimari detayları inceleyebilirsiniz. Ayrıca köprüye girmeden Tilia adlı hediyelik dükkanını da ilgi çekici hediyelikleri ile beğendik. 

15. De Burg önündeki geniş meydana gelip burada fotoğraflar çektik.

16. Şehri gezerken sürekli izlediğimiz, Brugge Çan Kulesi (Belfort)'ne [google puanı] de uğramayı ihmal etmedik.

17. Rotamız alışveriş mağazalarının olduğu Steenstraat üzerinden devam etti.

18. Buradan Sint-Salvatorskathedraal'a vardık. Şehrin yine görülmeye değer tarihi yapılarından olan bu kilise de mutlaka uğranması gerekenlerden.

19. Biz yolumuza ara bir sokak olan Kurtevuldersstraat ve Westmeers sokaklarından devam edip, Goezenputstraat üzerinden Bizim Leydi Kilisesi'nin başka bir güzel manzarası ile karşılaştık.

20. Buradan 't Zand isimli yerden, hemen önündeki kanalı izleyip fotoğraflar çektik. Doğası ve ırmağın kenarındaki evler çok güzel manzaralar oluşturuyorlardı.

21. Son olarak, şehri terk etmeye yakın Albert I-park içerisinden geçtik. Bu park doğruca tren istasyonuna bağlanıyordu. Şehrin içindeki bu park şehrin güzel bir çıkış kapısı oldu bizim için.

Brugge seyahatimiz böylece sonlanırken, geride yine güzel anılarımız kaldı. Bu kent de eşsiz güzelliğiyle, kendi orijinal dokusuyla müthiş bir keyif ile bize eşlik etti. Yürüyerek bu şehrin birçok güzelliğine şahit olabilmekse, onu çekici yapan bir diğer özellik. Fakat bu şehri sakin adımlarla, sindire sindire ve her adımın keyfini çıkararak gezmek zamanın da size eşlik etmesini sağlayacak. Çünkü bu şehir hızına yetişilemeyen 21. yüzyıla ait bir şehir değil, tüm ihtişamlı mimarisi ve kanallarla süslü eşsiz ve bakımlı doğası ile sakin adımlarla her anından uzun soluklu bir haz almanız gereken gotik bir kent.

Taha Huzeyfe Aktaş
05/04/2025

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ali Şeriati’nin Fatıma Fatımadır kitabı üzerine

Dr. Ali Şeriati’nin Fatıma Fatıma’dır ve Kadın kitabı, keyifle okuduğum, sorgulamalara ve yeni ufuklara yol açan, bunun yanında öğretici tarafları bulunan da bir kitap. İsmi itibarı ile okunmadan önce kadınlara sesleniş gibi görünse de aslında Şeriati’nin yorumu ile İslam’ın sosyolojik yaklaşımlarına yer veriyor ve bunları tarihi ve günümüzü bağdaştıran yanları ve can alıcı örnekleri ile anlaşılır bir tarzda açıklıyor. Hz. Fatıma’yı ideal kadın olarak öne sürerken günümüz toplumunun kadın mefhumunun Şeriati’nin İslam adına öne sürdüğü idealden nasıl ayrıştığına değiniyor. Kitap, çevirmenin Ali Şeriati’yi tanıtıcı önsözüyle başlıyor. Aslında, Ali Şeriati’nin hakkını teslim ederken, onun ‘Şia’ esintisi düşüncelerinin kendisini bağlamadığını belirterek bir nevi günah çıkarma merasimi yapılıyor. Bu önsözden sonra kitapta Ehl-i Sünnete küfre varan cümleler görsem şaşırmazdım fakat işin aslı Şeriati’nin yaklaşımı bu değildi. Zaten kitabın ekserisinin konusu da bu değildi, daha ziyade top...

İbrahim Zeyd Gerçik'in Bir Yönetim Modeli Süleymaniye Kitabı Üzerine

Süleymaniye’nin bir yönetim, psikoloji ve kültür modeli olarak görülmesi kulağa hoş gelse de; bu yazılı eser, Süleymaniye’nin münferit kaynaklar veya turistik rehberler aracılığıyla ulaşılabilecek bir tanıtım broşürüne dönüşmüş. Bu kötü bir şey mi? Tabi ki değil, fakat eserin isminin getirdiği -ve yahut vad’ettiği- derinliğin yeterince yansıtıldığını söyleyemem. Birçok nokta, zoraki bir bağlam kurma veya beylik, didaktik laflardan ileri gidememe durumunu bana hissettirdi. Kişinin yaşamını şekillendirdiği din veya ideoloji temelinde, sosyal -ki burada özel olarak iktisadi ve işletmeye yönelik tarafı ele alınıyor- konulara yön verme arayışı benim nezdimde saygıyı hak eden bir eylem. Ki içerisini göremediğim şeffaf bir plastik ile çevrili kitabı alma sebebim bu düşünceye dayanıyordu. Fakat, buradaki amaç niyet edilen doğru eylemlerin güzel bir tezahürünü göstermek idiyse, bu bağlamlar daha sıkı kurulmalı idi. Yani başka bir deyişle peygamber hayatı anlatıp ardından iş dünyasında yalan söy...

Hollanda Seyahati - 2. Gün: Giethoorn

  Balk 'ta uyandığımız ilk sabah ferah evimizde vakit geçirmeyi planlamıştık. Iki sabahımız olacaktı ve muhtemelen yarınkinde toplanma telaşı içerisinde olacağımızdan, bu sabah evin keyfini çıkarmalıydık. Yanımızda erzağımızı da getirmiştik ve ev sahipleri bize yöresel şekerli ekmek vermişlerdi. Hava da Hollanda'da pek rastlanmayan güzellikte idi. Kahvaltımızı hazırlayıp bahçeye indirdik. Bize dairelerini kiralayan Juridth & Jeroen da evlerinin önlerinde vakit geçiriyorlardı. Sıcak bir selamlaşmanın ardından biz kendi köşemize kurulduk. Getirdiğimiz hazır su böreğini de ısıtmıştık ve tabi ev sahiplerimize ikram etmesek olmazdı. Onlara su böreğini tanıttıktan sonra onlar da da memnuniyet ile aldılar. Sonrasında eve döndüğümüzde tabağı üzerinde bir teşekkür notu ile kapımızın önüne bırakmışlardı. Böylece onların dünki sıcak karşılamalarına biz de sıcak bir karşılık vermiş bulunduk. Giethoorn 'a uzanan kanal Kahvaltımızda da bahçede adeta piknik keyfi yaparken bir yandan d...